Bilgisayarlar gerçekten de dünyayı ele geçirecek, insanlara hükmetmeye başlayacak mı?
Bir komplo teorisi şunu söylüyor...Bu bilgisayarlar insanı önce aptal edecek...
“bilmeye ne gerek var? Nasıl olsa bütün bilgiler bende, siz isteyin ben arar size bulurum”,
“o randevuyu niye aklınızda tutacaksınız ki kuzum, ben onu kaydettim, günü gelince size hatırlatırım, merak etmeyin”,
“telefon numaralarını ezberlemeyi boşverin canımın içi, bakın rehberde ne kadar kolay arayıp buluyorsunuz”,
“ Siz boşuna aramayın sultanım, ben sizin hoşlandıklarınızı bulur getiririm size”,
“boşverin harita okumayı canpârem, siz arabayı çalıştırın...gidelim, ben yolda tarif ederim size”,
“toplama, çıkarma, çarpma mı? Boşverin üstadım, ne çarpım tablosu ezberlemesi?ben sizin için toplar, çıkartır, böler, karekök bile alırım”,
“hangi programda mı yıkayacaksınız, boşverin, siz açma-kapama düğmesini çalıştırmayı bilin yeter, yalnız rica edeceğim şu renklileri araya sokuşturmayalım lütfen”,
“ne yemek istiyorsunuz ,annesinin güzeli? Bana söyleyin ona göre fırını çalıştıracağım. Bugün internetten nefis bir ekose etekli levrek tarifi indirdim, pişireyim mi?”,
“efendim, buzdolabındaki sütlerin son kullanma tarihi geçmek üzere, internetten yeni süt siparişi vermemi ister misiniz? Soya sütünü geçen sefer sevmemiştiniz. Merak etmeyin onlardan almam”,
“Son tahlillerde kolesterolünüzün gene yükseldiğini görüyorum mirim, zeytinyağlılara dönseniz diyorum” ...
“okuyucuya yeni örnekler mi, aman Yüce Majeste, siz zahmet etmeyin ben gider bulurum”
gibi kolaylıklarla insan beynini mümkün olduğunca kullanmaya gerek olmayan hale getirecekler.
Dikkat edilirse şimdilik “siz’li, biz’li” konuşup, alttan alıyorlar....
“Hay Allah, gene mi bu kelimeyi arıyorsunuz, mirim geçen hafta da aramıştınız ben de 0.37 saniye içinde 11,341 sonuç getirmiştim ya. Yaa yorgunluk değil mi? Olur böyle şeyler, boşverin...Bakın, yeni sonuçlar”
gibi halden anlayan tavır içindeler ama yakında
“Hişşş...Kumandaya dokunma, ben senin ne seyretmek istediğini biliyorum. Buyur o malum kanal. Her akşam her akşam, ne zevk alıyorsan artık”,
“Baba ne yaptın sen ya? Kör değneğini beller gibi hep aynı yemek, hep aynı yemek. Ne pisboğaz adammışsın sen ya”,
“ilacını niye almadın kardeşim?Oh-hooo üst komşu RX-ZV1001’in sahibi böyle yapmıyormuş ama. Nasıl bir aileye düştüm ben yaa”,
“hiç o kravat, o gömleğin üstüne uymuş mu yaa? Ne zevksiz adamsın sen yaa, çıkart onu çıkart...Mavi puanlıyı giy...Hay yarabbim o değil yaa, öteki, daha mavi ile turkuazı ayıramıyor. Ne yapacağım ben bu adamla?”
demeye başlayacaklar. Hesap soracaklar. Fırça atacaklar. Başlarda bunu da iyiliğimiz için yaptıklarına bizi inandıracaklar...
Sonra? Sonrası gayet basit; aptal ve günlük yaşamda alacağı kararlar için dahi kendisine mahkum ettiği insanları ele geçirmek ve üzerinde egemenlik sağlamak ne kadar zor olabilir ki?
Sonra da...Sonrasını Terminatör filmlerinde gördük zaten....Haydaaa...Vay canına...Yazıya eğlence olsun diye başlamıştım ama şimdi yazdıklarımı bir daha okuyunca resmen (noter tasdikli) tırstım...
Hiç de olmayacak bir senaryo değil, değil mi? Hangimiz günlük konuşmaları içinde “yahu eskiden en az 25 telefon numarasını ezbere bilirdim, şimdi bu telefondaki rehber sayesinde kendi numaramı bile unutuyorum” dememiştir ki veya “Ne? Toplantı mı vardı? E, cep bilgisayarım bana niye haber vermedi ki?”
Bir hayal edin reklam filmindeki gibi kulak, beyini tekmeliyor :
-Ne biçim beyinsin sen yaa? Adam, “bilgisayarlar beynimizi yavaş yavaş gereksiz hale getiriyorlar” diyor, sen hala uyuyorsun.
-Ne yapayım kardeşim? Bilgi bu yaa...Kaçıyor işte...Elime terlik alıp her burayı terkeden bilginin kafasına mı atayım?
Geçenlerde dergilerde bir haber vardı. “Cinayet aleti Google” diye...Kuzey Carolina’da, ceseti Raleigh gölünde 2 sene sonra ortaya çıkan bir kadının cinayeti aydınlatıldı.
Kocasının evindeki bilgisayarda yapılan incelemelerde adamın, karısının ölümünden önce, Google’da “boyun”, “kırılma”, “uyku” maddelerini sıkça arattığı ve civardaki göller, su akıntıları hakkında internet araştırmaları yaptığı ortaya çıkartıldı.
Adam cinayeti itiraf etmek zorunda kaldı... Pes diyorum...
Bu aşamada adam, bilgisayarı cinayete yardımcı olarak kullanmış. Pek yakında bilgisayarlar cinayete azmettirici olarak yargılanmaya başlarsa hiç şaşırmayın. (Yeni “Google Stephen King”leri çıkmasına az kaldı...Belki de vardır da ben bilmiyorumdur...Onu da cahilliğime verin. Veya cahilliğime vermeyin bir kaç kitap verin de onları okuyayım, bilgileneyim)
Ne yapmalı? Ne etmeli? Bir oyunbazlık, bir şeytanlık...Bilgisayara pabucunu ters giydirme çalışmaları, cin olmadan şeytan çarpma etkinlikleri neler olabilir?
Herşeyi de benden beklemeyin, siz de düşüncelerinizi yazın enustun@btdunyasi.net adresine; hem önerileriniz sadece sizde kalmasın, bütün dünya öğrensin (yakında BT Dünyasının global versiyonu da çıkacakmış) hem de önerileriniz yerinde ise, ileride tüm bilgisayarların nefret ettiği biri haline gelin.
Belki dünyayı ele geçiren bilgisayarlar tarafında heykeliniz bile dikilir (tabi heykel yukarıya doğru değil yerin dibine doğru olur ama olacak o kadar artık..Belki de “heykele masraf etmeye ne gerek var, doğrudan önerinin sahibini gömelim” derler)
Bu sayılık da bu kadar olsun...
En güzel günler, en güzel geceler sizlerin olsun
“bilmeye ne gerek var? Nasıl olsa bütün bilgiler bende, siz isteyin ben arar size bulurum”,
“o randevuyu niye aklınızda tutacaksınız ki kuzum, ben onu kaydettim, günü gelince size hatırlatırım, merak etmeyin”,
“telefon numaralarını ezberlemeyi boşverin canımın içi, bakın rehberde ne kadar kolay arayıp buluyorsunuz”,
“ Siz boşuna aramayın sultanım, ben sizin hoşlandıklarınızı bulur getiririm size”,
“boşverin harita okumayı canpârem, siz arabayı çalıştırın...gidelim, ben yolda tarif ederim size”,
“toplama, çıkarma, çarpma mı? Boşverin üstadım, ne çarpım tablosu ezberlemesi?ben sizin için toplar, çıkartır, böler, karekök bile alırım”,
“hangi programda mı yıkayacaksınız, boşverin, siz açma-kapama düğmesini çalıştırmayı bilin yeter, yalnız rica edeceğim şu renklileri araya sokuşturmayalım lütfen”,
“ne yemek istiyorsunuz ,annesinin güzeli? Bana söyleyin ona göre fırını çalıştıracağım. Bugün internetten nefis bir ekose etekli levrek tarifi indirdim, pişireyim mi?”,
“efendim, buzdolabındaki sütlerin son kullanma tarihi geçmek üzere, internetten yeni süt siparişi vermemi ister misiniz? Soya sütünü geçen sefer sevmemiştiniz. Merak etmeyin onlardan almam”,
“Son tahlillerde kolesterolünüzün gene yükseldiğini görüyorum mirim, zeytinyağlılara dönseniz diyorum” ...
“okuyucuya yeni örnekler mi, aman Yüce Majeste, siz zahmet etmeyin ben gider bulurum”
gibi kolaylıklarla insan beynini mümkün olduğunca kullanmaya gerek olmayan hale getirecekler.
Dikkat edilirse şimdilik “siz’li, biz’li” konuşup, alttan alıyorlar....
“Hay Allah, gene mi bu kelimeyi arıyorsunuz, mirim geçen hafta da aramıştınız ben de 0.37 saniye içinde 11,341 sonuç getirmiştim ya. Yaa yorgunluk değil mi? Olur böyle şeyler, boşverin...Bakın, yeni sonuçlar”
gibi halden anlayan tavır içindeler ama yakında
“Hişşş...Kumandaya dokunma, ben senin ne seyretmek istediğini biliyorum. Buyur o malum kanal. Her akşam her akşam, ne zevk alıyorsan artık”,
“Baba ne yaptın sen ya? Kör değneğini beller gibi hep aynı yemek, hep aynı yemek. Ne pisboğaz adammışsın sen ya”,
“ilacını niye almadın kardeşim?Oh-hooo üst komşu RX-ZV1001’in sahibi böyle yapmıyormuş ama. Nasıl bir aileye düştüm ben yaa”,
“hiç o kravat, o gömleğin üstüne uymuş mu yaa? Ne zevksiz adamsın sen yaa, çıkart onu çıkart...Mavi puanlıyı giy...Hay yarabbim o değil yaa, öteki, daha mavi ile turkuazı ayıramıyor. Ne yapacağım ben bu adamla?”
demeye başlayacaklar. Hesap soracaklar. Fırça atacaklar. Başlarda bunu da iyiliğimiz için yaptıklarına bizi inandıracaklar...
Sonra? Sonrası gayet basit; aptal ve günlük yaşamda alacağı kararlar için dahi kendisine mahkum ettiği insanları ele geçirmek ve üzerinde egemenlik sağlamak ne kadar zor olabilir ki?
Sonra da...Sonrasını Terminatör filmlerinde gördük zaten....Haydaaa...Vay canına...Yazıya eğlence olsun diye başlamıştım ama şimdi yazdıklarımı bir daha okuyunca resmen (noter tasdikli) tırstım...
Hiç de olmayacak bir senaryo değil, değil mi? Hangimiz günlük konuşmaları içinde “yahu eskiden en az 25 telefon numarasını ezbere bilirdim, şimdi bu telefondaki rehber sayesinde kendi numaramı bile unutuyorum” dememiştir ki veya “Ne? Toplantı mı vardı? E, cep bilgisayarım bana niye haber vermedi ki?”
Bir hayal edin reklam filmindeki gibi kulak, beyini tekmeliyor :
-Ne biçim beyinsin sen yaa? Adam, “bilgisayarlar beynimizi yavaş yavaş gereksiz hale getiriyorlar” diyor, sen hala uyuyorsun.
-Ne yapayım kardeşim? Bilgi bu yaa...Kaçıyor işte...Elime terlik alıp her burayı terkeden bilginin kafasına mı atayım?
Geçenlerde dergilerde bir haber vardı. “Cinayet aleti Google” diye...Kuzey Carolina’da, ceseti Raleigh gölünde 2 sene sonra ortaya çıkan bir kadının cinayeti aydınlatıldı.
Kocasının evindeki bilgisayarda yapılan incelemelerde adamın, karısının ölümünden önce, Google’da “boyun”, “kırılma”, “uyku” maddelerini sıkça arattığı ve civardaki göller, su akıntıları hakkında internet araştırmaları yaptığı ortaya çıkartıldı.
Adam cinayeti itiraf etmek zorunda kaldı... Pes diyorum...
Bu aşamada adam, bilgisayarı cinayete yardımcı olarak kullanmış. Pek yakında bilgisayarlar cinayete azmettirici olarak yargılanmaya başlarsa hiç şaşırmayın. (Yeni “Google Stephen King”leri çıkmasına az kaldı...Belki de vardır da ben bilmiyorumdur...Onu da cahilliğime verin. Veya cahilliğime vermeyin bir kaç kitap verin de onları okuyayım, bilgileneyim)
Ne yapmalı? Ne etmeli? Bir oyunbazlık, bir şeytanlık...Bilgisayara pabucunu ters giydirme çalışmaları, cin olmadan şeytan çarpma etkinlikleri neler olabilir?
Herşeyi de benden beklemeyin, siz de düşüncelerinizi yazın enustun@btdunyasi.net adresine; hem önerileriniz sadece sizde kalmasın, bütün dünya öğrensin (yakında BT Dünyasının global versiyonu da çıkacakmış) hem de önerileriniz yerinde ise, ileride tüm bilgisayarların nefret ettiği biri haline gelin.
Belki dünyayı ele geçiren bilgisayarlar tarafında heykeliniz bile dikilir (tabi heykel yukarıya doğru değil yerin dibine doğru olur ama olacak o kadar artık..Belki de “heykele masraf etmeye ne gerek var, doğrudan önerinin sahibini gömelim” derler)
Bu sayılık da bu kadar olsun...
En güzel günler, en güzel geceler sizlerin olsun
0 Comments:
Post a Comment
<< Home